Moda Tutkunları İçin Korku Filmleri: Halloween’de İzlemeniz Gereken Şık Kabuslar

Vampir zarafetinden 80’ler kamp modasına, korku türü sadece dehşet değil, aynı zamanda haute couture’ün ilham kaynağı.

  • 27 Ekim 2025
  • 4 kez görüntülendi.
Moda Tutkunları İçin Korku Filmleri: Halloween’de İzlemeniz Gereken Şık Kabuslar
REKLAM ALANI

Kapak Fotoğrafı: The Substance

Korku filmleri sadece tüyleri ürpertmekle kalmaz, aynı zamanda modanın karanlık tarafına da ışık tutar. Bazı yapımlar özel dikim couture parçalarla öne çıkarken bazıları dönemlerinin ruhunu taşıyan gardıroplarla birer zaman kapsülüne dönüşür. “Rosemary’s Baby” gibi kült klasiklerden 80’lerin renkli korku türlerine kadar bu filmler moda dünyasına hâlâ ilham vermeye devam ediyor.

REKLAM ALANI

Halloween yaklaşırken sinemanın en stil sahibi kabuslarına dönüyoruz. Bu liste, korku dolu sahneler kadar unutulmaz görünümleriyle de dikkat çeken filmlerden oluşuyor.

Blood and Black Lace (1964)

Mario Bava’nın yönettiği bu İtalyan klasiği, modayı cinayetle buluşturuyor. Roma’daki bir modaevinde geçen filmde, maskeli bir katil modellerin peşine düşüyor. 1960’ların couture zarafetini yansıtan ipek elbiseler, pastel tonlar ve dramatik aksesuarlar adeta bir podyum atmosferi yaratıyor. Filmin soğukkanlı Kontesi Cristina, siyah pelerinleri ve asaletiyle hâlâ “cool”un tanımı.

The Substance (2024)

Coralie Fargeat’in yönettiği 2024’ün en dikkat çekici korku filmi, Hollywood’un gençlik takıntısını hicvediyor. Demi Moore’un canlandırdığı Elizabeth Sparkle, parlak sarı mantosuyla hem zarif hem de rahatsız edici bir figür. Filmdeki her kostüm, deri tulumlar, metalik detaylar, neon tonlar, güzellik saplantısının maskesini düşürüyor.

Rosemary’s Baby (1968)

Mia Farrow’un sade 60’lar elbiseleri ve ikonik pixie kesimi, masumiyetin altındaki korkuyu mükemmel biçimde yansıtıyor. “Rosemary’s Baby”, pastel tonları, zarif elbiseleri ve sade siluetleriyle dönemin modasını ölümsüzleştiriyor. Prada’dan Miu Miu’ya kadar birçok markanın koleksiyonlarına ilham vermesi tesadüf değil.

The Hunger (1983)

David Bowie, Catherine Deneuve ve Susan Sarandon’ı buluşturan bu gotik vampir hikayesi, modanın karanlık yüzüne bir aşk mektubu. Kostümler Milena Canonero imzalı, bazı parçalar Yves Saint Laurent’dan. Deneuve’ün art deco siyah-gold takımları, Bowie’nin keskin hatlı takım elbiseleri ve Sarandon’ın androjen siluetleri bu filmi adeta bir moda filmi haline getiriyor.

Alien (1979)

Ridley Scott’ın bilimkurgu klasiği, şaşırtıcı biçimde “utilitarian chic” estetiğinin erken bir örneği. Sigourney Weaver’ın askeri tulumu sade ama güçlü bir siluet yaratıyor. Fonksiyonel, uniseks ve zamansız, bugünün podyumlarında da kendine rahatlıkla yer bulabilir.

Sleepaway Camp (1983)

80’lerin kamp korkusu, beklenmedik biçimde queer moda ikonografisine dönüşüyor. Kısacık şortlar, crop top’lar ve pastel tonlar… Filmin enerjisi, gençlik ve özgürlükle dolu. “Sleepaway Camp” korkunun da eğlenceli ve cesur olabileceğini hatırlatıyor.

Weapons (2024)

Zach Cregger’in yeni korku filmi “Weapons”, bizi yılın en unutulmaz karakterlerinden biriyle tanıştırıyor: Aunt Gladys. Mikro kakülleri, dev güneş gözlükleri, 80’ler taytları ve renkli twinset’leriyle Gladys, Cindy Sherman’ı anımsatan bir kaos estetiği sunuyor.


TD Medya Yalova sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın

TD Medya Yalova sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin