İsrail istiyor, MİT koruyor: “Siloam Yazıtı” nedir, ne yazıyor? İşte önemi
İsrail’in Türkiye’den ısrarla istediği Siloam (Silvan) Yazıtı, merak konusu oldu. MİT’in koruduğu yazıtın özelliği ve üzerinde ne yazdığı, araştırılıyor. İşte, Siloam Yazıtı hakkında bilgiler…

Kudüs’te 1880 yılında keşfedilen ve bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde korunan Siloam Yazıtı, hem arkeoloji hem de kutsal kitaplar açısından büyük değer taşıyor.
Hakkında iade tartışmaları süren bu tarihi eser, MİT’in özel koruması altında bulunuyor.
Netanyahu, Osmanlı döneminde Doğu Kudüs’te bulunarak İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne getirilen Silvan Yazıtı’nı Türkiye’den istediğini, fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve seçmen tabanı nedeniyle yazıtı alamadığını iddia etti.
İsrail basınında çıkan haberlere göre, Tel Aviv yönetimi bu yazıtı daha önce de birçok kez Türkiye’den istemiş ancak her seferinde ret cevabı almıştı.
Peki, Siloam Yazıtı’nın özelliği nedir, üzerinde ne yazıyor? İşte, Siloam Yazıtı hakkında detaylar…
SİLOAM YAZITI NEDİR
Siloam Yazıtı, Kudüs’teki Siloam Tüneli’nin (Hezekiya Tüneli) duvarında bulunmuş eski İbrani alfabesiyle yazılmış bir kitabe.
M.Ö. 8. yüzyıla, Yahuda Krallığı Kralı Hezekiya dönemine (yaklaşık M.Ö. 701) tarihlendiriliyor.
1880 yılında Kudüs’te bir çocuk tarafından tesadüfen keşfedildi.
Kitabe şu anda İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor.
SİLOAM YAZITI’NDA NE YAZIYOR
Yazıtta, Kudüs’e su getirmek için açılan tünel kazısının nasıl yapıldığı anlatılıyor.
Özellikle, tüneli kazmak için iki grubun farklı yönlerden ilerleyip sonunda ortada buluştukları belirtiliyor.
Bu, o dönem mühendisliğinin ve su sistemlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu gösteren önemli bir belge.
İADE TARTIŞMALARI
Yazıt, Osmanlı döneminde Kudüs’ten çıkarılıp İstanbul’a getirilmiş.
Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde, devletin ve MİT’in özel koruması altında sergileniyor.
İsrail, yazıtı “ulusal miras” olarak görüyor ve yıllardır Türkiye’den iadesini talep ediyor.
Kudüs’te keşfedildiği için “ait olduğu topraklara dönmesi gerektiğini” savunuyor.
Türkiye, eserin yasal yollarla kendi topraklarına getirildiğini savunuyor ve iade talebine olumlu bakmıyor.
Yahudi tarihiyle doğrudan bağlantılı olduğu için İsrail açısından kimlik ve tarihsel meşruiyet meselesi olarak görülüyor.
Türkiye içinse “Osmanlı mirası” ve “uluslararası müzecilik ilkeleri” gereği elinde tutulması gereken bir eser niteliğinde.
TD Medya Yalova sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.